Türkçe dersinde bir metnimiz vardı; Bir Fincan Kahve. “Öğretmenim biz kahve ile ilgili hikaye yazmak istiyoruz,” dediler. Ben de “Tamam, bir sonraki derste yazalım” dedim.
O kadar hevesle ve istekle yazıyorlar dı ki, şaşırdım. Onlar yazarken ben de sınıfta geziniyordum. Boş boş gezinmem gözlerine batmış olacak ki “Öğretmenim, boş gezeceğinize, siz de yazsanıza,” dediler. Bir kahvesever olarak, öğrencilerimden gelen bu emir gibi isteğe kayıtsız kalamazdım. “Yazayım,” dedim ve aşağıdaki satırlarda çok sevdiğim kahve ile ilgili düşüncelerimi satırlara döktüm.
İkinci derste, yazdıklarımızı okuma faslına geçince, bu sefer de “Öğretmenim önce siz okur musunuz?” diye sordular. “Zevkle,” dedim ve okudum.
İlişkili: Tuzlu Kahve Nasıl Bir Şey?
Kahve
Kahve nereden gelir? Türküye göre, Yemen’den gelir. Hatta kahve, yanında çemenden bülbülü de getirir gelirken.
Türkülerimizden neler öğreniriz neler kahve hakkında. Öğreniriz ki, kahveyi kavururlarmış, içmeden de savururlarmış. Öyle ya, kavrulmadan kahve mi olur?
(Burada çocuklar “Öğretmenim kahveyi savurup atarlar mıymış yani?” diye sordular. “Herhalde,” dedim, “kahveci tepsisinde getirirken sallıyor ya, onu kastediyordur.” Bu sefer de “Ama o zaman kahve dökülmez mi?” diye sordular. Baktım işin içinden çıkamayacağız, “Kavurmak sözcüğüne kafiye olsun diye demişlerdir belki de,” dedim ve konuyu bağladım.)
“Bir fincan kahve olsam kırk yıl hatırım vardır” der bir şarkımızda. Atalarımız da demezler mi “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır,” diye? O zaman çok dikkatli olmak gerekir. Eğer içtiysen bir fincan kahve, hatır gönül kırmayacaksın, hem de kırk yıl. Ya bir fincandan fazlaysa içtiğin kahve, ömür boyu hatır gönül adamı mı olacaksın? Orasını ben bilmem.
Bizde kahvehaneler vardır ki dünya üzerinde pek benzeri bulunmaz. Kahvehanede sadece kahve içilmez de, yine de kahvehane denir ona. Neden? Neden daha çok milli içeceğimiz çay içildiği halde kahvehanelere çayhane denmez? Yine hatırdan gönülden olsa gerektir. Çok fazla çay tüketen bir millet olduğumuz için, kimse bir bardak çayın kırk yıl hatırı olduğunu düşünmediğindendir. Yani, herhalde öyledir, bilmiyorum.
Bir türkümüzde de, Ormancı, Belen Kahvesi’ne çıkar, oradan ovaya bakar. Muğla türküsü öyle söyler, biz de ona eşlik ederiz. Türkünün güzelliği de insana bir fincan kahve içirtir.
Kahveye çok önemli bir değer atfedilmiştir bizde. Öyle her zaman, her yerde içilesi bir şey değildir. Özel zamanlarda, keyifli anlarda, özel kimselerin eşliğinde içilirse kahve kahve olur. Hatta kahve içilmez, höpürdetilir. (Ben içmesem ve içilmesini asla onaylamasam da) “Kahvenin yoldaşı cıgaradır,” derler. Bana göre öyle değil ama, derler işte. Bana göre, kahvenin dostu lokumdur. Öyle modern zaman lokumlarından değil ama, has Türk lokumu, sade ve sakız gibi. Isırdın mı pudra şekeri üstüne başına dökülecek, ağzının kenarları beyaza bulanacak.
Modern zamanlar, Türk kahvesinin fincanıyla da oynamalara neden oluyor. Özellikle gençler, bu konuda da yenilik arıyorlar. Ben buna katlanamıyorum. Acaba ben mi yaşlanıyorum? Olmaz azizim, olmaz. Türk kahvesinin kendisi gibi, fincanı da özeldir, kendisine hastır. Yozlaştırmaya hacet yoktur.
Kahve köpüksüz olmaz. Maharet ister onu pişirmek. Bir kere, bakır cezve olmazsa, lezzetinin bir yanı eksik olur kahvenin. Öyle herkes kahve de pişiremez ha. Köpürtmesi ayrı, o köpükleri fincanlara söndürmeden dökmesi ayrı ustalık ister. Şimdi herşeyde olduğu gibi, kahve pişirmede de kolaya kaçmanın yolu bulundu. Geçenlerde kızım kendisine çeyiz olarak Türk kahvesi pişirme makinesi almış. Denedik. Pişirdi mi? Evet, pişirdi. Ama eksik olan birşeyler vardı. Duygu eksikti duygu, duyguyu veremiyor makine. Bir de, onun pişirdiği kahveden değil kırk yıl, dört günlük bir hatır bile çıkmaz. Bunu anladık da, yine de “Kolaylık işte,” dedik.
Ha, bir de derler ki, “Çocuklar kahve içmez.” Bizi de böyle kandırdılar çocukken, kahve içmek istediğimizde. Nereden geliyor olabilir bu çocukların kahve içememesi? Bana göre, eski zamanlarda, yani kahvenin az bulunur ve değerli olduğu zamanlarda, çok çabuk tükenmesin diye büyükler tarafından uydurulmuştur. Yoksa neden içemesin çocuklar kahve?
Kahvenin hası Türk kahvesidir, yani bana göre öyledir. Gerçi modern zamanla birlikte onun da tadını kaçırdılar ya. Envai çeşidi çıktı artık. Yine de ben, halis muhlis klasik Türk kahvesinin üzerine kahve tanımam.
Sadesi, orta şekerlisi, şekerlisiyle hayatımızda hep varlığını devam ettirsin, hatırdan gönülden eksik etmesin bizi kahve.
Gülyalı Merkez İlkokulu
2023